bugün
yenile
    1. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      tasavvuf ehli. hacı bayram veli'nin hocası. yıllarca aksaray'da yaşadıktan sonra bursa'ya göçmüş, yaptığı ekmekleri sokaklarda "müminler, ekmeler" diye bağırarak dağıtmıştır. kendisiyle ilgili çekilen somuncu baba aşkın sırrı'nı dört gözle beklemekteyim.
    2. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      yıldırım bâyezîd hân, niğbolu zaferinden sonra bursa’da ulu câmi’yi yaptırmaya başladı. câminin inşâsı sırasında, çalışan işçilerin ekmek ihtiyâcını somuncu baba te’min etti. câminin yapılması bittikten sonra, bir cum’a günü açılış merasimi yapılacağı ilân edildi. o gün başta pâdişâh yıldırım bâyezîd hân, dâmâdı büyük âlim ve velî seyyid emîr sultan, molla fenârî hazretleri, ulemâdan pekçok kimse ve bursalılar ulu câmi’yi doldurdular. yıldırım bâyezîd hân, câminin açılış hutbesini okumak üzere emîr sultan’a vazîfe verdiğinde, emîr sultan; “sultânım! zamanın büyük âlimi burada iken, bizim hutbe okumamız uygun değildir. bu câmi-i şerîfin açılış hutbesini okumaya lâyık olan zât şu kimsedir” diyerek, somuncu baba’yı gösterdi. “şöhret âfettir” hadîs-i şerîfini bildiği için, bundan titizlikle kaçınan somuncu baba, pâdişâhın emri üzerine minbere doğru yürüdü. emîr sultan’ın yanına gelince; “ey emîr’im, niçin böyle yapıp beni ele verdiniz?” dedi. o da; “senden ileride bir kimse göremediğim için öyle yaptım” cevâbını verdi. cemâat hayret ederek bu konuşmaları dinliyor, somuncu baba’nın hutbesini merakla bekliyorlardı. minbere çıkan somuncu baba, öyle bir hutbe irâd etti ki, o zamana kadar bursalılar öyle bir hutbeyi hiç işitmemişlerdi. bursalılar, ancak bundan sonra somuncu baba’nın büyüklüğünü anladılar. somuncu baba, hutbede; “ba’zı âlimlerin, fâtiha-i şerîfenin tefsîrinde müşkilâtı, anlıyamadığı kısımlar vardır. onun için bu sûrenin tefsîrini yapalım” buyurarak, fâtiha sûresinin, yirmi ana ilim üzerine yedi türlü tefsîrini yaptı. nice hikmetli sözler beyân eyledi ki, herkes hayretinden şaşırıp kaldı. başta molla fenârî hazretleri; “somuncu baba, önce bizim fâtiha sûresinin tefsîrindeki müşkilimizi kerâmet göstererek halletti. onun büyüklüğüne, bu yedi çeşit tefsîr, âdil bir şâhiddir. fâtiha’nın ilk tefsîrini cemâatin hepsi anladı. ikinci tefsîrini bir kısmı anladı, üçüncü tefsîri anlayanlar çok az idi. dördüncü ve sonrakileri anlıyanlar içimizde yok idi” demekten kendini alamadı. cum’a namazından sonra bütün cemâat, somuncu baba’nın elini öpmek, duâsını almak istedi. cemâatin bu arzusunu kıramayan hâmid-i velî hazretleri, kapıda durdu. ulu câmi’in üç kapısından çıkan herkes; “ben somuncu baba’nın elini öpmekle şereflendim” diyordu. somuncu baba, yine kerâmet göstererek, allahü teâlânın izniyle her üç kapıda da aynı ânda bulunarak cemâate elini öptürmüştü. aksaray'a yolunuz düşerse mutlaka ziyaret edin.. temiz ruh, büyük âlim. .